Çocukların zihinsel gelişiminde etkili vazgeçilmezlerden biri...

Çeviri: Saliha Gürbüz

    Hayal ediniz ki, bir sihirli madde var, bu madde çocuğunuzun sakince oturmasını ve dikkatlice dinlemesini sağlıyor, aynı zamanda hayal gücünü canlandırıyor ve kelime haznesini geliştiriyor, yine çocuğun kendisini başka insanların yerine koyabilme ve onlarla duygu alışverişinde bulunabilme yetisini geliştiriyor, kendine güvenini arttırıyor ve çocuğun cesaret ve umut ile geleceğe bakmasını sağlıyor. Aynen böyle çocuk beynini uyaran süper bir şey var. Bunun için hiç bir ödeme yapmıyorsunuz ücretsiz, üstelik bunu çocuklarınıza verdiğinizde üstüne bir şeyleri geri alıyorsunuz. Bunlar: Yakınlık, güven ve çocuğun gözlerindeki pırıltı. Bu karşılığı ödenemeyen sihirli madde çocuklarımıza anlattığımız veya okuduğumuz masallardır. Masal saatleri eğitimin en değerli aşamasını teşkil eder.
Eğer öğrenilecek konu çocuğu etkiler heyecanlandırırsa, beyindeki duygu merkezleri aktif hale getirilir, sinir hücreleri arasında yeni bağlantıların oluşumunu geliştiren gerekli tüm hormonlar artarak oluşur ve açığa çıkarsa, çocuklarda öğrenme (aynı yetişkinlerde olduğu gibi) en verimli şekilde gerçekleşir. Böyle bir ferah öğrenmeye uygun mükemmel bir durumu yakalamak ancak çocukların içinde kendilerini ve dünyayı keşfettikleri oyunla mümkündür. Çocukların dünya ve hayat hakkında bilgi edinmeyi tecrübe ettikleri diğer bir etkinlik de masal saatidir. Eğer masal anlatımı veya okuması çocuğun kendisine güvenli bağlanma ile bağlandığı iletişim kişisi tarafından gerçekleştirilirse bu etkinlikten en yüksek verim alınır.Masal anlatısının beyindeki duygu merkezlerini tam olarak harekete geçirmesi ancak çocuğu korku ve endişeye sevk etmemesi için içinde bulunulan ortam önemlidir. Bulunulan ortamda yakılan bir mum masal saatini düzenli aralıklarla güven veren bir ortamda sunmak çocukların huzuru bulmalarına, odaklanabilmelerine zemin hazırlayacaktır. Bu sayede ayrıntılı uyarıcı motifler beyinlerinde oluşturulup sağlamlaştırılabilir. Masalın içeriği de uygun olmalıdır. Sonuçta her şey iyiye bağlanacaksa biraz korku ve heyecan verici olabilir.
Bir masalın nasıl okunduğu veya anlatıldığı önemsiz değildir. Çocuk, masalı anlatan kişinin etkilenmiş, duygulanmış, sarsılmış yada heyecanlanmış olduğunu fark etmelidir. Bu duygu kıvılcımlarının etkili olması, çocuğa tekrar tekrar bakılarak, içinde bulunulan duygulardan söz ile ifade edilerek mümkündür. Çocukla duygu olarak birlikte olunduğu iletişim ve geri bildirimini vermek masal okumaktansa anlatılırken daha etkilidir. Bu amaçla teyp veya video oynatıcı kullanmak uygun değildir, bu tür araçlar çocuğun ifade ve reaksiyonuna göre tavır alamaz, çocukları duyguları ile yalnız bırakırlar. Bu demek oluyor ki, sihirli madde olan masallar değil de, masalı anlatan veya okuyan kişinin duygu dolu anlatımı aracılığıyla masalın içeriğine ve kişilerine olan duygusal ilişkiye çocuğun kendisini bırakması olayıdır. Sonuç olarak masallar çocuk beyni için güç macunudur.

Hepsi bu kadar değil, masalı çocuklara okuyan veya anlatan kişinin beyninde de bir şeyler oluyor. Bu kişinin beyninde anıları canlanıyor, sadece hikayenin içeriğiyle ilgili anılar değil, herşeyden önce çocuk olarak kendisine bu masallar anlatıldığında nasıl hissettiğini hatırlıyor. O zamanki atmosfer hatırlanır, sevgi dolu bir insanla samimi bir karşılaşmanın deneyimi olan güzel duygular... Çoğu zaman anlatım esnasındaki o zamanki vücut hissiyatı, sarılma, ürperme, heyecan dahi hissedilir
ve de masal dinlenirken üzerinde oturulan koltuk, kanepe veya yatak bile hatırlanır. Bütün bunlar erken çocuklukta beyinde depolanmış deneyim hazinesinden hatırlanır, gayet açık hissedilir bir şekilde yeniden yaşanır. Böyle genelde geçmişi, duygu olarak pozitif olan anıları hatırlatan masallar biz yetişkinleri de esrarengiz bir biçimde tekrar güçlendirir. İç huzursuzluğu, kaygı ve korkular kaybolur. Kişi kendisini bir şekilde daha iyi hisseder, güçlenmiş ve güven içinde, daha cesur ve daha özgür, aynı zamanda yerleşmiş ve kök salmış. Sonuç olarak masallar aynı zamanda yetişkin ruhu için de güç macunu kaynağıdır.

Anlattığınız masallar arasında duygulara dokunan; yani dinleyenlerin sevdiği, hayret ettiği, hayran olduğu, korktuğu veya tiksindiği bileşenler, çok daha uzun süre akılda kalır.




Beyin Araştırmacısı Gerald Hüther'in bu yazısının çocukların zihinsel gelişimine katkıda bulunma yolunda ebeveynlere ışık tutar nitelikte olduğunu düşünüyorum. 

Yorumlar

  1. Harika ve çok faydalı bir yazı, yazan ve çeviren güzel insanlardan Allah razı olsun

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Wolfgang Borchert - Geceleri fareler uyur tabii ki...

Wolfgang Borchert - Mutfak Saati

André Stern hiç okula gitmemiş 42 yaşında bir çocuk