Richard David Precht
Felsefeyi, nörobilimden psikolojiye dek yepyeni bir biçimle tanıtan Precht bu videoda Almanyadaki okul sistemini çocuklara yapılan hainlik olarak nitelendiriyor.
Acaba bu videoda konu edilenler arasında bizim okul sistemimizle de benzerlikler var mı?Bu videoda Yazar Richard David Precht'in "Anna, die Schule und der liebe Gott" adlı kitabı hakkında konuşuluyor. Bire bir çeviri değildir.
Kitabın yankılarından ortaya çıkan sorulara yanıt olarak
kitabında dile getirdiği düşüncelerini aktarıyor Filozof- Yazar
Precht.
Videoda: - Biz aramızda düşünsek 6 - 18 yaş çocukların
yaşantısı ile ilgili faydalı ne yapabiliriz, diyelim ki okul diye bir şey yok.
Adına okul deriz ya da başka bir şey, bir buluş yapma yolunda düşünürüz. Yardım
alırız, gelişim psikologlarına, öğrenim teorisyenlerine sorarız, pedagoglar
çağırırız, öğrenmenin nasıl olduğunu öğrenmek için en doğru zaman ve ortamın
nasıl ne zaman olacağını hangi şartlarda en iyi öğrenmenin gerçekleşeceğini
araştırıp bir öğrenme programı oluştururuz. Şunu öncelikle bilmeliyiz ki, bu
ortaya çıkan sonucun muhtemel % 95 oranında bugünkü okullarımızla hiçbir
alakası olmadığını görürdük. En önemli merak edilen soru şu ki, bu işi nasıl
yapabiliriz. Kendi kendimize nadir sorduğumuz soru: Önümüzdeki on yıl içinde
okulun görünümü nasıl olacak, sahip olmak istediğimiz harika okul nasıl olmalı?
Eğitimin tam zıddı olan uygulamalar yapıyoruz. Bazı eyaletlerde 13. okul yılını
kaldırdık. Çocuklarımızın çocukluğunu ellerinden alıyoruz, onlara küçük
yetişkinler gibi davranıyoruz. Onlara en kısa yoldan en çok miktarda konu
dolduruyoruz. Sonuçta da buna öğrenim seviyesini yüksek oluşturuyoruz diyoruz.
Her
eğitim uzmanının iddia edeceği gibi, eğer gerçekten eğitim kazandırılmak isteniyor
ise bazı olmazsa olmazlarınız olmalı. Eğer hedef eğitim ise bilgi sakinlik
içinde özgürce kombine edilebilir olmalı, eğer amaç eğitim kazanımı ise siz
kendinizi sürekli baskı altında hisset-memelisiniz. Bizim bu yaptıklarımız hep
kötü bir öğrenim seviyesine götürüyor. Sanıyoruz ki, yoğun bir öğrenme planımız
olursa öğrenimi iyi bir seviyeye çıkarırız fakat gerçekte tam da tersini elde
ediyoruz.
Şu an uygulamada olan okullarımız 1900'lü yıllarda icat edilmiştir.
Prusyalıların başlattığı bir sistem. O zaman okullar askeri kışla tarzında inşa
edilmiş, o zamanın şartlarında memur
olsun işçi olsun itaatli soru sormayan kendisine söyleneni itirazsız yapacak
aynı zamanda yetenekli donanımlı çalışanlara ihtiyaç olduğu düşüncesi ile
okullar programlanmış. Eş zamanlı olarak reform pedagojisi ortaya çıktı
Montessori ve benzerleri bu yapılanların çocuklara uygun olmadığını savundular
ama çabalarına rağmen kendilerini kabul ettiremediler çünkü Prusyalı Devlet
Montessori çocukları istemiyordu, işine yaramazdı.
Haksızlık etmeyelim, altmışlı yıllarda yeniden eğitim
tartışmaları başladığında öğretmenlerin çocukları dövmesi gibi bazı uygulamalar
atıldı iyi davranan öğretmenler çoğaldı. Bir parça da olsa okul kavramı algılaması
iyileşti.
Bugün, günümüzde şartlar değişti o zamanki ihtiyaçlar yok
ama yine eğitim sistemi değişmedi. Doğal kaynakları kıt olan eğitimli insana
ihtiyacı çok olan bir ülke olarak hala sanki Prusya'ya itaatkar köle ruhlular
yetiştiriliyor muş gibi devam ediliyor.(.......)Konuşma devam ediyor ve çözüm
önerisinden söz ediliyor. Mesela Almanya'da gerekliliğine bakılmaksızın herkese
kanunen çocuk parası veriliyor. Yasaya dokunmadan çocuk parasına ihtiyacı
olmayan kişiler için bu meblağ 10 Euro'ya düşürülür İhtiyacı olanlara yine
önceki gibi tam ödenir ve arada çıkan fark toplandığı zaman muazzam bir meblağ
oluşur ve bu para olduğu gibi eğitime harcanır. Denerek bir çözüm önerisi örneği
veriliyor ve ileriki günlerde Bregens'de eğitimi iyileştirmek isteyen herkesin
katılabileceği bir sempozyum yapılacağı haberi veriliyor ve söz bitiyor.
"Soru sormak, hiç bir zaman unutulmayacak olan bir yetenektir."
Richard David Precht
Yorumlar
Yorum Gönder